Yetenekten Fazlası: Beceriye Dayalı İşe Alımın Gücü
Geleneksel işe alım süreçleri yerini, adayların yetenek ve potansiyellerine odaklanan beceriye dayalı yaklaşımlara bırakıyor. Bu yenilikçi yöntem...
Hepimiz, hayatta başarının ne kadar önemli olduğuna dair fikrin bizlere empoze edilmesiyle büyütüldük. Üniversite sınavında tıp veya mühendislik kazanamadıysak tembel, işten çıkarıldıysak kaybeden olduk. Ve bunun sonucu olarak uğradığımız başarısızlıkların(!) ardından bir daha ayağa kalkmakta zorlandık. Birçoğumuz başarısızlığın aslında başarıya giden yolda bir dönüm noktası olduğuna inanamadık. Ya da önümüze yeni bir kapı açabileceğine...
Neyse ki artık bir şeyler değişmeye başladı. Günümüzde bilinçli anne babalar çocuklarına, başarısızlığın aslında başarıya giden yolun çok önemli bir parçası olduğu yönünde telkinlerde bulunuyor ve motive ediyor.
Biz yetişkinlerin de önemli bir kısmı artık durumun farkında. Öyle ki artık günümüzde başarısızlık hikayeleri topluluklara yönelik motivasyon amaçlı konuşmaların ana konusu olabiliyor. Kişiler başarısızlık hikayelerini anlatmaktan çekinmiyor.
Gelin başarısızlıklarımızdan neler öğrenebileceğimize bir bakalım;
Öğrenin! Başarısızlıklarımız aslında kişiliğimizi oluşturan en önemli yapı taşlarındandır. Her işin altından başarıyla kalktığınız bir hayat düşünün. Düşünmek olanaksız çünkü bu mümkün değil. Herkes hata yapar. Önemli olan hatalardan ders çıkarmaktır. Ve gerçek şu ki başarısızlık bize kendimiz hakkında çok fazla şey öğretir. Gelişime açık yönlerimizi, en önemlisi güçlü yönlerimizi başarısızlıklardan öğreniriz.
Fırsatları görün! Daha önce yaşadığınız başarısızlıkların ardından başınıza gelenleri düşünün. Mesela kötü bir ilişki yaşadınız. Ardından mutlaka, aslında nasıl bir partner ile ilişki yaşamak istediğinizi daha net bir şekilde görmediniz mi? Ya da çıkarıldığınız işin ardından size daha uygun başka bir işin karşınıza çıktığını fark etmediniz mi? Özetle demek istediğim, başarısızlık aslında yeni fırsatlara açılan kapıdır. Ancak bunu görebilmeniz gerekir.
Cesur olun! Başarısızlıktan ders çıkarmak cesaret ister. Risk almadan ilerlemek mümkün değil. Dolayısıyla biraz rahatınızı bozun, konfor alanınızdan çıkın ve belirsiz yollara çıkmaktan korkmayın. Aksi takdirde başarısızlıklarınızdan ders çıkarsanız bile bulunduğunuz noktanın ötesine geçemezsiniz. Bunu aşmanız için biraz daha sert olmanız gerekir.
Direnin! Başarısız deneyimlerin ardından yelkenleri suya indirmeyin. Eğer düşüncenizin, projenizin doğru olduğuna inanıyorsanız denemekten vazgeçmeyin. Yola devam etmek kararlılık ve direnç gerektirir. Bu konuda en güzel örneklerden birisi, Harry Potter serisinin satış rakamlarıyla çığır açan İngiliz yazarı J. K. Rowling olabilir. Rowling'in, eserinin kıymetini anlayan yayıncıyla hayatı kesişene kadar beş yıl boyunca onlarca yayınevinin kapısından çevrildiğini biliyor muydunuz?
Yaratıcı olun! Başarısızlık azimle birleştiğinde yaratıcılığın en büyük itici güçlerinden birisidir. İstenilen sonucu elde edemedikçe farklı bir yol bulmaya çalışan beyin belki de daha önce imza atmadığı kadar başarılı işleri ortaya çıkarabilir.
Kabullenin! Eğer bir işte başarısız olduysanız bunu kabul edin ve hatta bu sonucu kucaklayın. Başarısızlığı reddetmek sizi içinden çıkılamaz bir sarmalın dibine çekebilir. Onu kabul etmek ise yolunuza devam etmenizi sağlar. Başarısızlığın kabul edilebilir bir durum olduğunu aklınızın bir köşesine iyice yerleştirin.
Esnek olun! Başarısızlığın en güzel yanlarından biri de bize esnek olmayı öğretirken aynı zamanda güçlendirmesidir. Dolayısıyla istediğiniz sonucu elde edemediğinizde farklı yolları denemekten korkmayın. Başarıya giden yolda mutlaka esnek olmalı ve farklı koşullara uyum sağlayabilmelisiniz.
Son olarak... Unutmayın! Esas denemekten vazgeçtiğiniz anda başarısız olmuşsunuz demektir.
Sancar Tok